HİDE

Grid

GRID_STYLE
false
TRUE

blog

HIDE_BLOG

Classic Header

{fbt_classic_header}

Header Ad

HABERLER

latest

BEN KÜÇÜK BİR KADINIM 2. BÖLÜM (6)

Kör Ömer'le karısı Ümmü Gülsüm, kızlarının ölüm haberini aldıklarında deliye dönmüşler. Dizlerini döve döve ağlaşmışlar. Hayriye'...

Kitap Projes2. BÖLÜM-DEVAM 4


Kör Ömer'le karısı Ümmü Gülsüm, kızlarının ölüm haberini aldıklarında deliye dönmüşler. Dizlerini döve döve ağlaşmışlar. Hayriye'yle Fatmana kopup gelmişler analarının evine. Ağıtlar, fuğanlar gökleri tutmuş. Dizlerini dövüp saçlarını yolmuşlar. görenler, duyanlar, başının ikiye bölündüğünü, Hasan'ın kucaklayıp götürdüğünü, ama yaşamasının mümkün olmadığını anlatmışlar. Yol bilmez, iz bilmez Kör Omar. Gözü görmez Kör Omar... Gidememiş bile kızının peşinden. Öyle çaresiz, öyle pişman, öyle yaralı...

Onların evinde ölüm acısı yürekleri dağlarken, Hasan'ın evinde, korku ve endişe hakimmiş. Her an at arabasının arkasında kefeniyle sarılı Hatice'nin geleceği korkusuyla her iki evin yarenleri yolları gözlemişler. Ama gelen giden olmamış. Oysa hal onların beklediğinden çok farklıymış.

Hasan Hatice'yi alel acele önce Acıpayam’a sonra da Denizli hastanesine yetiştirmiş. Ölüm saati gelmeden ölmelere varsan ne fayda. İşinin ehli bi hekime denk gelmişler. Hatice'nin bölünen kafatası edilip eylenip birleştirilmiş. Mucizevi bir şekilde beynine zarar gelmemiş. Kopan kemik parçaları içeriye düşmemiş. Baltanın keskin çeliği beynini çizmemiş bile... Yine de ölümlerden dönmüş Hatice. Epey zaman hastanede kaldıktan sonra Hasan Bey’le birlikte köyüne geri dönmüş.

Hem Kör Omar'ın evinde, hem Hasan'ın evinde, hem de koca Dodurga'da bayram sevinci yaşanmış. Hatice'nin ailesi kızlarını sapasağlam görünce sevinç gözyaşları dökmüşler. Kör Omar ise vicdan azabıyla yanan ciğerini sararıp solmuş kızına sarılarak söndürmeye çalışmış.

Hatice'nin sağ haberini aldı alalı gözünün nuru kızını kuma vererek ne büyük bir hata yaptığını, az kalsın ciğer paresinin canıyla bedel ödeyeceğini düşündükçe ölmüş ölmüş dirilmiş. Kör Ömer Hatice'yi almış yine kanatlarının altına. "Bi daha mı? Töbee... Beni öldürselee, assalaa, gızımı, gözümün nazlı karasını o eve göndermem gari" demiş. Hasan Bey çok dil dökmüş onu ikna etmek için. Bütün yalvarıp yakarmalarına rağmen Kör Omar'ı ikna edememiş.

Büyük hanım ise çocuklarının hatırına affedilmiş. Bunun için Hatice'nin ailesine çok ara bulucular gidip gelmiş. Kah Ümmü Gülsüm'e "gı sen aklı başında olsa yapamıydı sanıyon? Delirmiş ya gı. Delirenin Allah gatında bile hesabı sorulmeecek. Hatca ölseydi bunu demezdim zaten. Emme çok şükür Allah'ıma ölmedi. Garı hapse gireese çocukları ne olcek? Böyüklük sizde galsın Ümmü Güsün. Davacı olmen gari. Bööle kapatın bu işi"...

Kah Kör Omar'a "sende hiç gabahat yokmu olee? Garılı adama gız verilimi? Eveli de deliydi o garı, Hatca gelince eyice delirmiş işte. Aklı başında olsa hiç bööle şey edermiydi? Hatca nasıl olsa eyi, böyüklük sizde galsin. Bırakın bu işin peşini. Olan Hasan'ın çocuklaana olcek"... Kah Hayriye'ye, kah Fatmana'ya... Neticede olay çocukların hatırına ört bas edilmiş. Büyük hanımın akıbeti de Hasan Bey’in insafına terk edilmiş. Bu olaylar sonunda Hatice daha 22 yaşında ikinci kocasından da ayrılmış.

Garibim aylarca başının acısı, ağrısıyla inlemiş. Yatmış yatabildiği kadar. Yummuş gözlerini yaşadıklarını düşünmüş. Yemek istememiş, konuşmak istememiş, küsmüş dünyaya. Gömülmüş içine. Anası, kardeşleri, teyzeleri, arkadaşları… Hiç bırakmamışlar onu. İyileşmesi için, gönlündeki yaraların da onarılması için hep destek olmuşlar.

Gel zaman git zaman, gençliğinin içten gelen enerjisi yavaş yavaş doldurmuş içini. Çıkmış yatağından. Yine karışmış topluma. Gündelik meşgalelerle eylemiş ruhunu. Hani derler ya insanın kaderi baştan iyi yazılsın diye… Onunki de o misal, daha çekeceği ne dertler ne ağır imtihanlar varmış sırada. Ve her bir çile sırasını şaşırmadan birbiri ardına gelmeye devam etmiş. Bu kez de peşine bir ağa düşmüş…

Bekar olsa neyse de, Hasan gibi o da evliymiş. Ama gönlünü kaptırmış bir kere. Bir de hem ağa hem deli dumrul.. Dediğim dedik çaldığım düdük. "Kör Omar'ın Hatça'yı ben alcem, bi duyarsam başkasına yar olucek, başkasının gözü var, eğer o gözleri oyup kurtlara kuşlara atarın. Ortalığı yıkar yakarım! Herkes ayağını denk alsın" diye ulu orta konuşur olmuş. Zavallı Hatice yine evin içinden çıkamaz olmuş, kapanmış odalara. Kardeşleri Hayriye ve Fatmana olmasa delireceğinden korkuyormuş. Öleyim kurtulayım istemiş ama çağırmayla ölüm gelir mi hiç? Evlatlarının hasreti bir yandan, yaşadığı kötü hadiseler bir yandan...

Köylük yer olunca milleti almış bir dedikodu ki sormayın. -"Kör Omar'ın Hatça'nın da ne bitmez çilesi varmış. Güzelin demeyecen bu dünyada. Aha görüyonuz. Biri bırakdı gitti, öbürünün garısı başını yardı. Az galsın ölceedi. Bubası Allah’ın garibi bi kör adam. Yine de sahip çıktı ne etsin yazık... Şükür gari accık rahat edecek dediydik. Şimdi de Topalların Üseen ağa çıktı ortalığa. Kör Omar vermezse gaçırırın deyomuş."

-"Az akıllı bişey olsa gine veriler. Heç olmazsa ev dün sahibi olur; yuvasını, düzenini bilir. Emme adam delinin önde gideni. İki günde Hatça’yı Hatça’lıktan çıkarır. Ne etsin garı, sinmiş evin içine, başıma bi dert gelmesin deye dışarıya çıkmeyomuş."

-"Sanki Üseen ağa kilitli kapı dinler. İki omuz attımı kim durabilir garşısında. Gucakladığı gibi alır götürür Hatça’yı. Ordan da kimse gurtaramaz gari. Yazık olcek garıya.”

Her evde, herkesin derdi olmuş bu konu. Dillendirdikçe dillendirmişler. Hatice'lerin evinde ne huzur kalmış ne güven. Garibim, canından koparılan çocuklarının hasretine mi yansın? Gencecik yaşında sevdiğinden ayrılıp, sevmediği adamla evlendirildiğine mi? Yoksa başının yarıldığına mı? Şimdi de laftan anlamaz, kendini bilmez, Ali kıran baş kesen bu adama mı?Başı önünde yumruk gibi göz yaşları döker olmuş. Kör Omar ise sadece kör değil, fakir, garip…Bu haliyle yavrusuna kol kanat geremeyeceğini bilen kimi köylüler ise, merak içinde, cayırtı ha koptu ha kopacak diye pusuya yatmışlar, yarenlik bekler olmuşlar.

HER PAZARTESİ YENİ YAYIN

ROMAN PROJESİ BECERİKLİ KADIN'IN -HATİCE ÖZTÜRK- NOTER ONAYLI ÇALIŞMASIDIR. BÖLÜMLERİN HERHANGİ BİR YERDE İZİNSİZ YAYINLANMASI, KOPYALANMASI, DAĞITILMASI, PAYLAŞILMASI VB DURUMLARDA HUKUKİ SÜREÇ BAŞLATILACAKTIR.

Hiç yorum yok

Yorumunuz için teşekkür ederim.