HİDE

Grid

GRID_STYLE
false
TRUE

blog

HIDE_BLOG

Classic Header

{fbt_classic_header}

Header Ad

HABERLER

latest

BEN KÜÇÜK BİR KADINIM 2.BÖLÜM (2)

Kör Omar ikiletmemiş, “verdim gitti” diyerek gençleri mutluluğa boğmuş. Düğün dernek kurulmuş. Keşkek kazanlarıyla, arap aşı çorbası ...




Kör Omar ikiletmemiş, “verdim gitti” diyerek gençleri mutluluğa boğmuş. Düğün dernek kurulmuş. Keşkek kazanlarıyla, arap aşı çorbası yan yana vurulmuş. Davulcu zurnacı düğün ahalisini eğlendirirken, gelinin zülüfleri kesilip, kalçalarını döven saçları 40 belik örülmüş. Tepeliği takılmış, sakırdağı (çene altından başa bağlanan pul ve boncuk dizili takı) bağlanmış, al duvağı örtülmüş, üstü de rengarenk çiçeklerle süslenmiş. Gömleğinin üstüne üç eteği giydirilip, şalvarına kırk düğüm atılmış. Parayla, boncuklarla süslenen kemeri beline bağlanmış, karanfil çizisi boynuna asılmış. Sarı çizmesi yün çoraplı ayaklarına giydirilip, doru ata bindirilip götürülmüş yeni hayatına doğru…

Birbirine sevdalı iki genç evlilikte nasıl mutlu ve huzurlu olabilirse, onlar da öyleymişler. Birbirlerine saygılı, muhabbetli bir yuva kurmuşlar. Ovaya yazıya birlikte gidip yuvalarının rızkı için omuz omuza didinmişler. Önce Halil İbrahim doğmuş, 4 yıl sonra güzel bir yaz günü de Zeynep. İşte o günden sonra değişmiş her birinin kaderleri.

Ülfet'e Dodurga dar gelmeye başlamış. Sormuş soruşturmuş. Para en çok nerelerde kazanılır, ne iş tutmak gerekir ? Babadağ'ın Yeniköy'ünü söylemiş herkes. “Dokumacılıkta çok para var, Yeniköy’de her evde dokuma tezgahı var. Dokuyup getiriyon Denizli pazarına, müşterisi hazır. O yüzden gideceksen oraya git” demişler. Açılmış güzeller güzeli karısına. “ Hatcam, çoluk çocuk artıyor, burlarda ne büyürüz, ne güccülürüz. Yazın bağda bahçede, gışın sobanın başında. Bi gıtlık olsa açlıktan ölürüz. Zaten gıt gımıl geçiniyoz. Çocuklarda böyüyo. Nasıl okutucez, nasıl hakkından gelecez bilmeyom. Ben çok düşündüm daşındım. Bilenlere de sordum soruşturdum. Çocuklarımız bizim gibi irezil büyümesinler deye bir karara vardım. Gidelim burlardan. Yeni bi düzen kuralım. Burlarda ömrümüz telef olucek. Gidelim kurtaralım kendimizi".

Hatice çok heyecanlanmış. Zaten kocası gidelim dedikten sonra olmaz deyip onu nasıl kırsınmış. Birlikte kararlarını vermişler. Önce Ülfet, hiç bilmedikleri Babadağ Yeniköy hakkında söylenenler doğru mu diye gidip görmek için düşmüş yollara. Ülfet’in gurbete gittiği haberi çabucak duyulmuş. Kör Omar Hatice'yi almış karşısına sormuş. Ama Hatice ser verip sır vermemiş. Ülfet’in dönmesini beklemiş.

Gel zaman, git zaman Ülfet büyük bir heyecanla dönmüş köye. Gördüklerini anlatmış Hatça’sına. “Köy yayla gibi yerde. Yüksekçe, aynı bureye benziyo. Emme ormanlık yerleri de var. Gışın çok soğuk oluyomuş. Yakar sobayı çıkmeyiveririz dışarıya. Ne olcek demi ya… Yalnız hakkatten dedikleri gibiymiş. Her evin önünde bi ahar var (iplik havuzu). İçine tulumbeyle su çekip dolduruyolar. İplikleri yığıyolar içine, lastik cizmeleri geyip çiğneyi çiğneyiveriyolar. Dokuma tezgahları evlerin içinde kurulup durur. Şakkıdı, şakkıdı, şakkıdı… Her evden bi şakırtı geliyo. O gadar şakırtıya para gazanılmamı heç. Sen akıllı garısın. İki günde nasıl dokunuyo dokumalar öğrenirsin. Ben de öğrenirin. Garı goca kına gibi un öğüdürüz. Bi dene yer ev baktım. Kirası da bişey değil. İki baş kişiyiz. Çocukla güccük zaten. Sığışırız. Dokuduklarımızı Denizli’ye götürürün peşin pareye satarın. Oh! Ondan keeri bize havada karada ölüm olmaz gari.”
O’da sevdiğinin heyecanına kaptırmış kendisini. Bir yandan gurbete gitme fikri gözünü korkuturken, bir yandan da hayaller kurdurmuş. Velhasıl kelam karı koca almışlar çocuklarını, kararlarından bahsetmek için Kör Omar'ın evine gitmişler. Ülfet hayallerini, gördüklerini, umutlarını bir bir anlatmış. “Buba, biz oreye yerleşelim. Baktık rahatımız yerinde, belki sizlerde gelirsiniz. İki günlük dünya, doğduğun yer değil, doyduğun yer demişler deemi ya?” Heyecanla helallik almak için geldiklerini, hazırlıklarını yaptıklarını, yakında gideceklerini söylemiş.

Ümmü Gülsüm kızından ve torunlarından ayrılacağını duyunca elbette üzülmüş, ama sesini çıkarmamış. Gel gör ki Kör Ömer ciğer paresi Hatice'sini gurbet ele göndermeye razı olmamış. Damadının hevesini kursağında bırakmış. Bir anda aslan kesilmiş. "Burda kim aç kaldı ki sizde aç galıcez diye korkuya gapıldınız? Bi de bu yaşımda, bu kör halimle beni de yollara düşüreceniz öylemi. Sana bu akılı kim verdi? O akılı verene git söyle, kendisi gitsin çalışsın, maydam çok para varmış orlarda!” Burnundan soluya soluyo bu kez oklarını Hatice'ye fırlatmış. ”Eğer gideesen sana bubalık hakkımı helal etmem! Bu yaştan keri kör halimle sözümü çiğnersen senin gibi gızım yok! Oturun oturduğunuz yerde! Son sözüm budur!" demiş.

Hatice'yle Ülfet çok dil dökmüşler ama kör inadı tutmuş bir kere, ikna edememişler. Boyunları bükük dönmüşler eve. Ama Ülfet çok sinirlenmiş. Kayın pederinin kendisini yok sayması deli gururuna dokunmuş. Durdukça köpürmüş… Hatice ise gözlerinden sicim gibi yaşlar döküyormuş. Kocasının sakinleşmesini bekliyormuş ama nafile. Boyun damarları şişen Ülfet, hiddetle dönüp karısına "ya benimle gelirsin, ya da çocuklarımıda alır giderim. Bu yoldan dönmeecem. Buben kim oluyo da bizim işimize karışıyo. Biz burda soğan cücüğümüyüz. Eğer bubam dersen… Eğer vazgeçelim dersen… Ahd olsun ki boşarım seni!"

HER PAZARTESİ YENİ YAYIN

ROMAN PROJESİ BECERİKLİ KADIN'IN -HATİCE ÖZTÜRK- NOTER ONAYLI ÇALIŞMASIDIR. BÖLÜMLERİN HERHANGİ BİR YERDE İZİNSİZ YAYINLANMASI, KOPYALANMASI, DAĞITILMASI, PAYLAŞILMASI VB DURUMLARDA HUKUKİ SÜREÇ BAŞLATILACAKTIR.

8 yorum

  1. Burnumun direği sızladı canım.sanki ben yaşamışim gibi hissettim.cok duygulandim.yüregine.eline emegine saglkk kuzum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kuzum, senin kim olduğunu bu gün anladım. Seher diye diye öyle kalmışsın aklımda. Çok seviyorum seni, beni her zaman destekliyorsun. Her muradın gerçek olsun emi 😘😘😘

      Sil
  2. sevgili eşim hatice bu drama keşke yaşanmasaydı amma ve lakin kaleme alıp sanki bizide bu olayın içine kadar çektin tebrik ediyor ve başarılarının devamını diliyorum ve seni takdir ediyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Senin desteğin olmasa bu işe kalkışamazdım. Beni yüreklendirdiğin, yükümü hafiflettiğin, yoğun tempoma tahammül ettiğin için minnettarım. Varol bi tanem...

      Sil
    2. Ahu yine içimde kâh heyecan kâh hüzün fırtınası koptu.. sanki bunu yaşayan kişiden dinliyor gibi oldum ve dur artık öyle olmamıştır, o kadar da olmamıştır İfakat'tan sonra herşey daha iyi oldu düzeldi demi diyesim geldi.. ☹️ o kadar hikayenin içinde buldum kendimi.. yazılarınız hep böyle hissettirsin inşallah ☺️

      Sil
    3. Bunu hissettirebilmek için sanırım ben de o dönemleri yaşıyorum içimde. Yazarken ağlamalarım, gülmelerim belki bu yüzden. Yazıya aktarabildiğime öyle mutluyum ki. Ben Hatice'nin (rahmetli nineciğim) hikayelerini dinlerkende böyle olurdum. Gerçi anlatmak istemezdi, çocuk aklımla cımbızla söke söke alırdım ağzından cümleleri. İyi ki de öyle yapmışım. Ruhu şad olsun. Bu yazılar O'nun ve rahmetli annemin anısına dökülüyor kalemimden. İnşallah aynı ruh haliyle yazmaya devam ederim. Desteğiniz için yürekten teşekkürler 💖

      Sil
  3. Merhabalar sizi sürekli takip ediyorum .hayatı anlatıyorsunuz gerçekten. Bence bir kitap yazmalısınız. Sizi tekrar tekrar tebrik ediyorum .basarilarinizin devamını diliyorum ...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Cansınız, çok teşekkür ederim. Hayatı anlatmaya çalışıyorum, sanırım iyi gidiyorum. Burada yazdıklarımın toplamının kaliteli bir romana dönüşmesini hayal ediyorum. Umarım nasip olur. Tekrar çok teşekkürler 💖

      Sil

Yorumunuz için teşekkür ederim.