HİDE

Grid

GRID_STYLE
false
TRUE

blog

HIDE_BLOG

Classic Header

{fbt_classic_header}

Header Ad

HABERLER

latest

BEN KÜÇÜK BİR KADINIM 3. BÖLÜM (1)

Darıveren Köyü' nden Hacı Süleyman büyük bir üzüntüyle, evindeki eli yüzü pislik içindeki evlatlarına bakmış. Yedi aydır durum ...







Darıveren Köyü'nden Hacı Süleyman büyük bir üzüntüyle, evindeki eli yüzü pislik içindeki evlatlarına bakmış. Yedi aydır durum böyleymiş. Can paresi eşi Rabia verem olup hakkın rahmetine kavuşmasından bu yana geçmek bilmeyen yedi ay…

Sekiz çocuğun bakımı bir anda onun omuzlarına binmiş. Gerçi iki tanesini evlendirmiş, üç tanesi de yetişkin sayılır. Ama Üsen daha 3 yaşında, Ayhan, Rafiye, Nadire, Selehattin, İbrahim, Zahide, Muhittin…

Evli olan Muhittin’miş. Karısı Kezban’la yan evde oturuyorlarmış. Kezban dal gibi incecik bir kız. Üstelik gebe. Bu kadar çocuğun hakkından gelecek gücü kuvveti yokmuş. Sarışın, yakışıklı İbrahim’de yine narin, hanım hanımcık Sebahat’le nişanlıymış. 

Zahide ise daha annesi ölmeden önce haytalıkta hovardalıkta adı çıkmış olan Rıza’ya kaçmışmış. Anasını ölüm döşeğinde bile gelip görmesine izin vermeyen, gebe karısını dövmeye çekinmeyen Rıza’ya. Kızının öyle bir herife kaçmasına çok içerlenen Hacı Süleyman “benim Zahide deye gızım yok. Bu evde onun adı anılmeyecek. O kadar!” diye noktayı koymuş.

Çocuklarından Selehattin yeni yetme delikanlı... Daha 13 yaşında yüzü sivilceli, zayıf, cılız bir ergenmiş. Her şeye kıl kapar, dayılanır, efelenirmiş. Ayhan ise 10 yaşında, aksi, sinirli bir çocukmuş. Annesinin ölümü onu daha da aksi, içine gömülü yapmış. Her sıkıntısını hırla gürle halleder olmuş.

Nadire şaşı gözlü, bıcırtılı, cıvıltılı, gamsız tasasız, saf kalpli bir kız çocuğuymuş. Esasen evin neşesi de oymuş. En kötü zamanlarda bile bir şey yapar herkesi güldürürmüş.

Peşinden yetişen Rafiye küçük olmasına rağmen ablasından daha akıllıymış. Tombul ak pak bir kızmış. Anasızlığın kalınca pembe yanakları sararıp solmuş.

Son numara Hüseyin ise henüz 3 yaşında, apalak, paytak paytak yürüyen, çakır gözlü, çok sevimli bir çocukmuş.

Tam anne sevgisine muhtaç oldukları yaşlarda babalarıyla kala kalan çocuklar, buldularsa yemişler, bulamadılarsa aç yatmışlar. Uykuları gelince kah açıkta, kah örtünüp uyumuşlar. Öyle bakımsız perişan olmuşlar ki... Hacı Süleyman, bey olduğu halde, çocuklarının bu perişanlığını erkek haliyle giderememiş.

Kezban gelin ne yana bakacağını şaşırmış. Zaten o da genç, tecrübesiz. Bir de gebeliğinden dolayı ağır aşeriyormuş. Buna rağmen tarlada takkede... İş çok, durmaya gelmez. O yüzden çocukların ihtiyaçlarına yetişemiyormuş.

Köyün sevilen, sayılan, zengin beylerinden olan Hacı Süleyman bir başına bu kadar çocukla ne yapacağını bilmez bir halde çaresizlik içinde çırpınır bulmuş kendini. Yemek yapmayı bilmez, kap yıkamayı bilmez. Hele ki çocuk bakmayı hiç bilmez. Hacı Süleyman bey O. Sadece tarlayı takkeyi idare etmeyi bilir. Çok güç durumdaymış çook. Kimselere de dert yanamıyormuş.

Dert yansa ne fayda. Köylü kendi işini ucu ucuna yetiştiriyor, kendi karnını zor doyuruyormuş. Evlenmeyi düşünse "Daha garısı yeni öldü demezlee mi? Gudurmuş mu bu adam. Bey deye kaktı ayaklandı. Utanması da yokmuş bunun..." derler, köylünün diline düşerim diye vazgeçermiş. Öyle ya, kim bilir çatısının altında çocukların anasız kalıp per perişan olduğunu...

Hem bir de "bi değil iki değil.8 dene çocuk. Hadi ikisi böyüdü evlendi. Geride gine 6 dene daha vaa. Seleddini, Ayhan'ı saymazsek, Nadire böyük emme su akıllı... Kalıyo geriye gene bi sürü çocuk. Bu kadar çocukla kim kabul eder beni? Gelen iki gün durmadan çıkar gider..." diye söylemeye bile çekiniyormuş.

Derken bir gün iş için Dodurga'ya gitmiş. İşlerini bitirdikten sonra sevip saydığı Kör Ömer’in halini hatırını sormadan dönmeyeyim diyip varmış gitmiş onlara. Kör Ömer, Hacı Süleyman'ı görünce pek sevinmiş. Oturup iki hoş beş etmişler. Baş sağlığı dilemiş, çoluk çocuğun halini hatırını sormuş Kör Ömer. Hacı Süleyman anlatmış halinin perişan oluşunu.

Ümmü Gülsüm’de pek üzülmüş bu duruma. Bir yandan da bu önemli misafirlerini hakkıyla ağırlayabilmenin telaşına düşmüş. Hemen tahtalığa çıkıp, Hatice'ye sofra kurmasını söylemiş. Küçük kızları Hayriye’de Cemal’le evlenip gideli evde bi kadersiz Hatice kalmışmış.

Hatice elinde sofra bezi, ve kasnakla içeri girerken küçük oda kapısından eğilerek geçmiş. Başında oyalı dastarıyla, ince beli, uzun boyuyla pek bi güzelmiş. Yürürken tahtalıklar sallanıyormuş.

Elindekileri yere bırakıp hemen Hacı Süleyman'ın elini öpüp hoş geldin emmi demiş. Bu söz nedenini anlayamadığı bir şekilde Hacı Süleyman'ı sarsmış. "emmi dedi bene..." Onun bu halinden bi haber olan Hatice sofrayı kurup, Allah ne verdiyse donatmış. 

Her adımında yerin sarsıntısı hissediliyormuş. Serde gençlik var tabi. Hacı Süleyman bu uzun boylu, kara kaşlı, kara gözlü kızı daha kapıdan girdiği anda içi kıpır kıpır olmuşmuş. “Güçlü guvvatlı, ağır başlı, olgun… Maşşallah pek de güzel. Emme bene emmi dedi. Demeyeydi eyiydi."

Sofranın çevresine diz çöküp oturmuşlar. Kalaylı bakır tabaklardaki yemeklere çalmışlar tahta kaşıklarını. Hacı Süleyman'ın iç sesi ha bire onu dürtüyormuş. "Acaba Kör Omar verir mi bu gızı bene. O gadar çocuk bakılcek edilcek. Bi de Hatca genç. Çok da güzel garı... Tüh gari. Keşke anlatmeyeydim başımdaki dertleri. Benim başımdekileri bilen, kör topalda olsa bu gadar güzel gızı bene vermez. Nasıl etsek gari. Daha çok da genç… Ben gocamış adamın demek... Bene emmi dedi."

Ev ahalisinin Hacı Süleyman'ın bu düşüncelerinden haberleri olmadığından havadan sudan, Darıveren'deki tanıdıklarından, bu yıl ekip biçeceklerinden bahsediyorlarmış. Hacı Süleyman zihninden geçenleri anlamasınlar diye çok gayret ediyormuş.

"Ah gari. Ne etsem ki bilemedim. Talip olsam çok mu ayıp olur ki? Emme illa ki biriyle de evlenmem lazım. Yoksa çocuklaa evi depemize yıkceklee. Neyse, du bakam accık. Burdan çıkınca bi sorup soruşturen bakam verirlermi Hatça’yı bene deye…”

Kendi kendine epey bir zaman hesap kitap yapmış. Ama işin içinden çıkamamış. O akşam atına binip köyüne dönerken, deli çağlarındaki gibi kanı deli akıyormuş. Bu heyecana kendi bile şaşırmış.

Bir yandan "De gidinin Hacı Süleyman'ı... Eğer biri bilse şu halini inanmaz. Sen ki bu güne bu gün beysin. Sözü dinlenir, sayılır sevilir birisin. Topla baken kendini. Ayıp ayıp. Hiç sene yakışıyo mu?"

Darıveren’e döndüğünde kararını verdiğini farketmiş. Ertesi gün zaman kaybetmeden marabalarından güvendiği birini bu iş için görevlendirmiş. Kör Omar'ın Hatice'yi iyice araştırıp topladığı bilgileri kendine getirmesini söylemiş.

Maraba birkaç gün sonra gelip tafsilatlı anlatmış. Hatice'nin başından geçen sıkıntıları, şu anda bir deli göz ağanın ulu orta atıp tuttuğunu, evlatlarından ayrı oluşunu…

Hacı Süleyman hem üzülmüş, hem sevinmiş. "Yazık, o gadar hanım gadın, nelee nelee gelmiş başına. Maşşallah hiç çeken o değilmiş gibi dim dik duruyo. Halbu ki o da benim gibi yaralıymış." deyip, daha fazla düşünmeyi boşa vakit kaybı sayıp Hatice'ye talip olmuş.

Darıveren’in hatırı sayılır beyleri hanımlarıyla birlikte görücü gitmişler Dodurga’ya Kör Omar'ın evine. Hatice henüz yirmi altısında... Kısacık hayatına derin acılar doldurmuş, gencecik bir kadın. Süleyman Efendi ise 46 yaşında, eşi Rabia’nın ölümüyle çökmüş, içten içe kocamış bir adam.

Kör Omar'ın evinde büyük şaşkınlık yaşanmış. Sevinseler mi, üzülseler mi bilememişler. Hacı Süleyman zengin olmasına zenginmiş. Üstelik sayılan, sevilen bir adammış. Bildikleri, duydukları kötü bir huyu da yokmuş. Ama kızlarına göre yaşlıymış. Üstelik kızlarının 8 çocuğa analık etmesi gerekecekmiş.

Daha da tuhafı Hacı Süleyman'ın büyük oğlu Muhittinle kızlarının arasında sadece 3 yaş varmış. Ne etseler, ne karar verseler bilememişler. Düşünmek için mühlet istemişler. Görücüler hediyelerini bırakıp gerisin geri dönmüşler köylerine.

HER PAZARTESİ YENİ YAYIN


ROMAN PROJESİ BECERİKLİ KADIN'IN -HATİCE ÖZTÜRK- NOTER ONAYLI ÇALIŞMASIDIR. BÖLÜMLERİN HERHANGİ BİR YERDE İZİNSİZ YAYINLANMASI, KOPYALANMASI, DAĞITILMASI, PAYLAŞILMASI VB DURUMLARDA HUKUKİ SÜREÇ BAŞLATILACAKTIR.

2 yorum

  1. Gökçe AkTürkKasım 19, 2019

    Eee hani devamı hatçemmm 😘

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Becerikli KadınKasım 19, 2019

      Geliyor canım benim. Yakında yayınlayacağım 😉😘

      Sil

Yorumunuz için teşekkür ederim.